Merhaba!

Bugün çok pratik bir tarifim var. Eğer hazırda malzeme varsa iftardan hemen önce şipşak yapıp, sıcak pidenin yanına konduracağınız bir Orta Doğu mutfağı mezesi. Ortak malzemesi tahinden dolayı görünümü humusa benzese de değil, çünkü bakliyat değil sebze ezmesi. :)

Ben yaparken Nilay’dan aldığım ilham ile tahinin tadını kırsın diye çok az yoğurt ekledim. Bu malzemeler ile fotoğraftaki kadar çıkıyor, denemek için çok ideal. Beğenirseniz daha sonra malzemeleri ikiye/üçe katlayarak tekrar yapabilirsiniz.

Belki bir gün yakın arkadaşınızı yemeğe çağırırsınız veya eşinize özel bir sofra hazırlarsınız da, yemek de ne var sorusuna edalı işveli “beef wellington” yaptım dersiniz diye yayınlıyorum bu tarifi :))) Tabi alacağınız cevap “bi kuru fasulye yapsaydın daha iyiydi” olursa bilemem :)

Ben klasik insanım arkadaşlar, gittiğim rest.da bile adı sanı farklı şey söylemeye çekinirim. Ama söz konusu mutfağın okuluna girmek olunca dünya mutfaklarına açılmaktan mutluluk duyuyorum. Anlayacağınız üzere bu tarifi MSA’da yapmıştık. Sonuç olarak leziz bir sos, biftek ve milföy birleşince gerçekten güzel bir yemek ortaya çıkıyor. Mutfağınızın şefi olmak istediğiniz bir gün yapmanız temennisiyle..

devamını oku »

Bu tarif üzerine methiyeler düzebilirim.. Hiç mütevazi olamayacağım zira çok ama çok güzel oldu!  Bir kupu bitirdiğiniz zaman o lezzet damağınızdan hiç gitmesin istiyorsunuz ve diğer yandan acaba ikinciyi mi yesem diye düşünmeye başlıyorsunuz.

İlk tiramisu yaptığımda kıvamından korkup içine creme ole eklemiştim ama ben bunu tekrar yaparım demiştim. Yaptığımda da tariften çıkartarak yapmıştım çok güzel olmuştu. Ama aklımın bir köşesinde hep yumurta aklarını ilave ederek de yapmak vardı. Geçen hafta kardeşim tiramisu da tiramisu diye tutturunca tamam dedim bu sefer tüm tabular yıkılacak..

Sonucunda çıkan 7 kupu da herkes birbirinden saklamak istedi :) Buraya hiç bir zaman eh işte olan bir tarif eklemiyorum ama bazıları da var ki çok özel oluyor. Üzerine basa basa tavsiye ediyorsam da yapmayan neden bu kadar geç yaptım diye pişman oluyor ;) Bu tarifte onlardan biri. Deneyin ve hak verin.. :)

devamını oku »

Ramazan-ı Şerif’de Ömür Şefimin, “mutlaka denemelisin” dediği  Osmanlı’dan günümüze uzanan bu lezzeti yapmıştım. İlk yapıldığında ılık tüketilirken, isterseniz buzdolabında dinlendirip soğuk olarak da yiyebiliyorsunuz. Denenesi bir tarif, hele ki bu sıcaklarda..

devamını oku »

Adı fajita, Meksika mutfağının çok sevilenlerinden. Peki derseniz ne farkı var bizim tavuk sotemizden? Pek de bir farkı yok derim; ufak nüaslar ve tortilla ile yenmesinin dışında. Bu arada tortilla ise bizim lavaş oluyor :)

Et fajita tarifi için buraya, evde lavaş yapımı için de buraya gözatabilirsiniz.

Bu arada fajitanızın yanına Meksika salatası yapabilirsiniz. Burada ve buradaki tariflerden biriyle..
devamını oku »

Osmanlı mutfağında Amerika’nın keşfine kadar (amerika keşfini birde buradan okuyun) kuru meyveli yemekleri bolca görüyoruz. Domates, patates gibi sebzeler henüz o dönemde mutfağımıza girmediği için elde olan kuru meyveler ve yemişlerle et yemeklerini harmanlamışlar. Hatta bunun en güzel örneklerinden biri –mutancana– dır. Bu yemek ise tek bir kuru meyve ile kuru erikle yapılıyor.

devamını oku »

Donut deyince sanırım çoğumuzun aklına Amerikan filmlerinde polis ve dedektiflerin arabaarında kahvelerine bana bana donut yediği sahne gelir. En azından benim için öyle :)

Kardeşim donut donut diye tutturunca artık o hafızamdaki sahneden çıkıp, mutfağa girerek sahneyi değiştermenin vakti geldi dedim.

Bu güze karlı havada yapın donutlarınızı, açın tatlı bir film.. Mis mis..

devamını oku »

Nohut köftesi nam-ı diğer falafel Lübnan mutfağına ait bir meze/köfte çeşidi. Lübnanlılar da Doğu illerimiz gibi nohut ve bulguru çok seviyorlar. Eminim buna benzer tarifler bizde de vardır ama falafel ismiyle daha bir yaygınaşmış nedense.

Söz konusu nohut olunca ben de akan suar duruyor malum. Geçen gün aklıma düştü, iftara yakın yaptım. Sadece bir kaç tane nohut köftesi, erik suyu ve biraz marul salatası fazlasıyla yetti iftarım için.

Bunun dışında toplu iftar sofralarına tadımlık olarak da yapabilirsiniz..

devamını oku »

Çilek aşağı çilek yukarı, çilek limonataya, çilek keke, olmadı hooop direk mideye :) Ahh tabiki bol bol difrizide atmalı.. Bundan sonra pek tarif deneyebilir miyim yoğunluktan dolayı bilmiyorum ama siz bir sonraki vakte kadar bu kıyır kıyır, bol çilekli tarifi deneyin olur mu?

Galetteyi ilk önce Cenk’de görmüş ve çok hoşuma gitmişti. Kıyır bir hamur, taze meyvelerle bezeli hem de tart gibi kalıba yerleştirmek için taklalar atmıyorsun yaparken, insan daha ne ister ki? Bu sene ise Tijenciğimde ve Mine ablamda görünce artık denemem şart dedim.

Ha bugün ha yarın derken öyle bir gün seçmişim ki yapmak için film tadındaydı.. O günden tek hatırlamak istediğim şey bu leziz tarifle başbaşa bırakıyorum sizi..

devamını oku »

Çocukluğumun vazgeçilmez lezzetlerinden biridir Alman pastası..Ataköy’de otururken annem paskalya çöreği ve Alman pastasını daha sık yapardı.. Ortakokula giderken haftasonları tuhafiyede çalışır, öğlen arasında Ümraniye’nin bir zamanlar meşhur pastanesi Yonca’ya koşar alırdım. Ağzım yüzüm pudra şekeri ve kremaya bulanarak yemesini ne çok severdim! Bazen de büyük boyunu alırdım eve.. Şimdilerde Patek pastanesi var, önünden geçerken nadiren de olsa alırım, taze olur..

devamını oku »

Mutfak Sanatları Akademisi’nde ana yemek olarak Risotto ve hindi sarma yapmıştık. Daha öncede söylemiştim, akademilerde olmanın en güzel yanı evde deneyemiyeceğim tarifleri şeflerden tüyolar alarak yapmak..

devamını oku »

Aslında bu enfes tarifi geçen hafta yayınlayacaktım; uzun uzun yazmış, fotoğrafları hazırlamış taslaklamıştım. Ama nasıl becerdim bilmiyorum yayınlaya bastığımda bir baktım yazı sadece başlıktan ibaret… Napalım baştan yazalım o halde :)

devamını oku »