Geçen gün market alışverişinde yufka ekmek görünce imrendim aldım. :) Marketten kasaba geçince de tavuk tantuni yapalım, güzel olur diye düşündüm. Haliyle tavuk but aldım ama kasabımıza tantunilik olacak şekilde doğrattım.
Yalnız şöyle bir şey oldu, ben 1.5 yeriz diye düşünüyordum; önden çorba içince e haliyle oruçlu da olduğumuz için 1 tanesi gayet doyurucu oldu. Biz üç kişiydik, bu ölçülerle yaptığımız tantuni ertesi güne de kaldı.
“Annem değişik yemekleri çok ön yargılı bakan biri -pek çok Türk annesi gibi-, onun için klasik yemekler olsun tamamdır. Hele ramazanda yeni bir şey denemek aman aman Allah korusun! Sanki çok uçuk bir yemek yapmak istemişim gibi bu tarifi yapmak için günlerce dil dökmek zorunda kalmıştım. Sonunda ikna etmiş ve cicişlerimiz iftara bize geldiğinde yaptım ve kendisi de dahil herkes beğendi.”
Dün bahsettiğim gibi güzel bir ana yemek tarifi ile huzurlarınıza geldim bugün. Közlenmiş patlıcanlı köfte biraz el oyalayıcı gibi görünse de göz korkutacak bir durumu yok; hele patlıcanları bir gün önceden közlerseniz geri kalan her şey tık tık ilerliyor. :)
Bana kalsa aklıma yatan, damak tadımıza uygun görünen veya en azından yakın olan bütün tarifleri denemek isterim. Fakat başımda bir gestapo :P olduğu için bu mümkün olmuyor. Kimine göre yufkalı köfte, kimine göre yalancı beyti olan bu güzel tarifi epey zamandır görüyor ve denemek istiyordum. En son cuma günü Özge’de görünce, ertesi gün gelecek olan misafirlerimiz için anneme yalvarmalarım sonucunda yaptırdım.:))
Malum Ramazan olduğu için yemekler iftara yakın pişiyor sıcak olsun diye, bu sebeple aynı gün ana yemekleri fotoğraflamak imkansız oluyor. Ertesi günde oruç oruç ısıtıp da çekmedim açıkçası, o yüzden gözünüze biraz donuk görünürse affola. Bir de yufkaları tepsiye dizerken çok dip dibe dizmeyin ki bütün kenarları kızarsın. Annem yerleştirirken fazla yakınlaştırdığı için kenarlar biraz beyaz kalmış ama tadı yerindeydi.
Türkiye’de hangi yöreye inerseniz inin, pide/yoğurt/köfte veya et üçlemesiyle bir kebap bulabilirsiniz. Ama özellikle Bursa’da yapılışı aynı olsa da bile ufak nüansları olan çeşitleri çok. Bugün ki tarifim benim en sevdiğim rokalı kebap, Ömür Akkor’un Bursa Mutfağı kitabından.
Önümüz Kurban Bayramı olunca ne zamandır vermeyi ertelediğim bu enfes tarifi verme zamanı gelmiş demektir. Arkadaşım Yasemin’i biliyorsunuz artık, özellikle Karadeniz tarifleri yayınlıyorum ara sıra. Kendi denemediğim tarifleri kolay kolay yayınlamam ama Yasemin yemek konusunda bir duayen, ayrıca bizzat test etmişliğim var yemeklerini :) Tıpkı bu dürüm gibi.
Bu dürümü bize ilk yaptığı sefer, keşke patates de kızartsaydın demiştim. Et/köfte gibi fast food tarzı yemeklerimizin yanına illa ki patates ve ayran ararım ben. İkinci sefer ise sağolsun yine özel istek üzerine dürüm ve patates kızartması yaptı. Üzerine ise waffele yaptı ki onun tarifi daha sonra inşallah.
Bu aralar içimden birşey paylaşmak gelmiyor pek aslında… Fakat bir kaç gün sonra zaten istesem bile paylaşım yapmaya pek vaktim olmayacağı için patlıcan mevsimi geçmeden bu nefis tarifi yayınlamak istedim.
Yakında güzel bir haber vereceğim size..;) (şimdiden uyarayım, bu haberi nişan/evlilik meselesine çekmesin kimse)
Aile soframızdan ilk olarak bu tarifi paylaşmayı düşünüyordum zaten ama yeni gelin olan arkadaşım Büşra ve Gülcan istekte bulununca daha acil hazırladım.
Ben iftarlarda çok fazla şey yiyemiyorum ve bu yüzden yarım olarak almıştım eti ve o kadar güzeldi ki daha sonra kalan yarımımı da yedim. Bizim koçlar da ikişer tane yemişler :) Demem o ki hem görüntüsü hem lezzetiyle misafir sofralarına çok yakışan bir lezzet..
17 yıl önce babam iş için 3 aylığına Kıbrıs’a gitmişti. O zaman diliminde annem de 4günlüğüne babamın yanına gitmişti. Döndüğü vakit bize bu nefis yemeği yaptı. Aslında Kıbrıs kebabı bu değil, fakat annem ilk orada yediği ve ordan döndükten sonra sıksık yaptığı için aile içinde biz bu tarifin ismini Kıbrıs kebabı koymuştuk ve öylede gidiyor.:) O seneler çok sık yapardı.. Geçtiğimiz haftasonu aile iftarımız için yapınca tarifi paylaşmadığım aklıma geldi ..
Haftaya özel ve güzel bir yemekle başlamak istedim. İftar sofralarına ve özel davetlerineze çok yakışacak çok lezzetli bir kebab türü. Aslında bu tarz yemeklere kebap demek benim tuhafıma gidiyor ama ne yapalım ismini böyle uygun görmüşler :)
Yanına tane tane pirinç pilavı ve patates prenses çok güzel oluyor :)
Her fırsatta söylemekten usanmayacağım bir şey: Patlıcanı çok ama çok seviyorum. Bu mübarek sebze ne şektle soksanız acayip nefis oluyor. Bu şeklide özel misafir sofralarınız veya iftar soflaranız için harika bir tarif..
Ee önümüz malum kurban bayramı. Bayramına uygun tarifler vermek lazım değil mi? :) Kurban etlerini dolaba kaldırırken mutlaka döş etleri dönerlik olarak ayırır annem. 4 kişilik ve misafirlik olmak üzere buzdolabı poşetlerine koyar, derin dondurucuya kaldırırız. Sene içinde de canımız istedikçe afiyetle yeriz.
Son Yorumlar