Kazyağı otunu geniş aile olarak çok severiz. Kazayağı denince ilk aklımıza gelen pidesi olsa da salatası ve köftesi de güzel oluyor. Kazayağı köftesini ilk olarak Şileli komşumuz Nuray teyzede yemiş ve beğenmiştim. Annem Çavuşbaşı’dan ot toplayınca evde de yaptık. Bundan sonra ot topladığımızda sadece pide değil köfte de yaparız artık. :)
Buralar dutluk gibi kalmasın dedim ve şu caanım ve enfes mısır ekmeğinizi tekrar hatırlatayım dedim..
“Geçen gün nereden esti bilmiyorum ama canım mısır ekmeği yapmak istedi. Hem balık yaptığım zaman yanında yerim hoş olur diye düşündüm, hem de sade mısır ekmeği tarifim yok,yayınlarım dedim. Annem,mısır ekmeğini hiç sevmediği için,” aman yapma kim yiyecek, ziyan olur bak” dedi.
Sonuç olarak ne oldu merak ediyor musunuz? Kırıntısı bile kalmadığı ekmeğimin, lokum oldu lokum.. Annem ise “önce yapmanı istemediğimi, sonra çok beğenerek yediğimi ekle tarifi yazarken.” dedi :)”
İlk kez yıllar önce yaptığım bu az malzemeli ama çok lezzetli tatlıyı, geçen gün gelen misafirlerimiz için yapınca tekrar fotoğrafladım. Ömür Akkor’un Bursa Mutfağı kitabından ilk denediğim tarif, Bursa’nın belkide unutulmuş ama bence çok lezzetli tarifi. Görünüşte şekerpare gibi, yerken sanki un helvası gibi olan bu güzelliği mutlaka yapmalısınız. Bayramlarda veya kalabalık misafirde yapacaksanız mutlaka ikiye çıkartın ölçüyü.
Bu dolmayı yıllar önce Emine ablada yiyip çok beğenmiştik annemle. Aktardaki kurulara pek güvenemediği için de hiç evde yapmak kısmet olmamıştı.. Ta ki Elif abla Gaziantep gezisinden kuru ve mis kokulu baharatlar gönderene kadar. ♥ Tabi bu olay Şubat ayında olmuştu ama tarifi yayınlamak için Ramazan ayını bekliyordum. :))
Önce iftar menüsü sonra tarifi vererek hayırlı iftarlar dilerim..
Göz açıp kapayana kadar geçiyor zaman. Mübarek Ramazan-ı Şerifin yarısını geçtik bile. Bir kaç zaman sonra kurban bayramı telaşına başlayacağız bir bakmışız..
İnsan alışık olmadığı, evinde pişmediği şeylere karşı ön yargılıdır genelde. İstanbullu bir haminne, anane ve annenin mutfaklarında ömrüm geçtiğinden dolayı Anadolu’nun yöresel lezzetleri özellikle çocukluğumda hep burun kıvırdığım yemekler olmuştur ki bu aslında ailecek yaptığımız bir şeydi. Haminnemin “dışarlıklılar” dediği insanların yemekleri yani :) Dışarlıklılar İstanbul’a sonradan göç etmiş insanlara verilen isimmiş bir zamanlar. Şimdi İstanbulluyum deyince insanın yüzüne alay eder bir gülümseme ile bakanlara “seni dışarlıklı senii” diyesim gelmiyor değil hani. Neyse efendim büyüyüp de çevremiz genişleyip, girip çıktığımız ortamlar farklılıklar göstermeye başlayınca tadına bakıp da beğendiklerimiz çoğaldı, damak tadımız genişledi. Keşkek görüntüsü itibari ile hala beni cezbetmese de hatır için tadına baktıklarımdan oldu mesela.
Yeni bir ay ve yeni bir mevsimin ilk günü ve aynı zamanda Berat gecesini karşıladığımız bu güzel gün,ay ve mevsim hepimize hayırlar getirsin inşallah. Bir senenin muhasebesi yapılırken, önümüzdeki senenin de planı belirlenecek bu mübarek gece, özellikle hayatına yeni bir yön vermek isteyenler için hayırlara vesile olur ve Rabbim güzel ve ferah kapılar açar inşallah, ve o yeni yolda güzel ve kendilerine destek olacak yol arkadaşları nasip eder…
Kültürümüzün güzel adetlerinden biridir mübarek gecelerde gelen misafire ikram etmek için helva kavurmak. İrmik helvasını hariç tutarsak, un, yağ ve şekerin ana malzeme olduğu helvalarımız yöreden yöreye gerek kavurma yöntemi, gerek içine konan ekstra malzeme ile çeşit çeşit hallere girmiş analarımızın elinde.
Kastamonu’nun pişmaniye lezzetindeki meşhur çekme helvasına bayılan ben, bugün yine çok sevdiğim kaşık helvası tarifini vereceğim. Bu kadar Kastamonu demişken de Kalp Kurabiye’ye yönlendirmezsem sizi ayıp olur. :)
Bayramlarda, iftar sofralarında ve tabi ki düğünlerde sülalenin bir numaralı çorbasıdır ; düğün çorbası denince aklıma sadece düğün gelmez, kalabalık sofralar ve önemli toplantılar gelir bu yüzden..
Temizlik ve misafir sebebiyle yoğun olduğum bugünlerde eski ama eskimeyen bu güzel tarifimle selam vereyim istedim..
Önümüz Kurban Bayramı olunca ne zamandır vermeyi ertelediğim bu enfes tarifi verme zamanı gelmiş demektir. Arkadaşım Yasemin’i biliyorsunuz artık, özellikle Karadeniz tarifleri yayınlıyorum ara sıra. Kendi denemediğim tarifleri kolay kolay yayınlamam ama Yasemin yemek konusunda bir duayen, ayrıca bizzat test etmişliğim var yemeklerini :) Tıpkı bu dürüm gibi.
Bu dürümü bize ilk yaptığı sefer, keşke patates de kızartsaydın demiştim. Et/köfte gibi fast food tarzı yemeklerimizin yanına illa ki patates ve ayran ararım ben. İkinci sefer ise sağolsun yine özel istek üzerine dürüm ve patates kızartması yaptı. Üzerine ise waffele yaptı ki onun tarifi daha sonra inşallah.
Malzeme listesinde nohut gördüğüm tüm tarifleri deneyesim geliyor. Çok seviyorum mübareği. Annem her ne kadar dolma da nohutun ne işi var, başıma iş çıkartma demiş olsa da yaptığım zaman o da yediyse, bu tarif geçer not aldı demektir :)
Doğunun pek çok ilinde özellikle Kilis ve Antakya’da çok meşhur olan tarifi iftar da çok leziz bir seçenek olacaktır. Önden domates çorbası,yanına güzel bir mercimekli bulgur pilavı ve salatalıklı ayranla ikram edebilirsiniz. Üzerine de şeftalili kup yaptınız mı, işte size en kolayından ve güzelinden bir iftar menüsü.. Birde mevsim salatası veya herhangi bir çeşit salata..
Haftaya çok amaçlı bir tarifle başlamak istiyorum :) Boşnaklar her ne kadar buna mantı demiş olsalar da bence kıymalı börek olan bu tarifi, isterseniz çay saatlerinizde isterseniz ana yemekde ikram edebilirsiniz.
Aslında fotoğrafta görüldüğünün aksine mantıların kapatma yerini altta kalacak şekilde tepsiye dizilir ve pofidik bir görüntü oluşur. Ben fotoğraf çekeceklerimi tam tersi mantıkla pişirdim, böyle gözüme daha hoş göründüler. Tercih sizin..
Dızmana kahvaltıya ve çay saatlerine çok yakışan, mayalı bi göçmen böreği. Eğer yumuşak şeylerden hoşlanıyorsanız bu tarife bayılacaksınız. İçini boş yapanlar da var ama biz peynirli yapıp lezzete lezzet katıyoruz :)
Son Yorumlar