Şubat ayında blog yazmaya başlayalı 11 yıl olacak kısmet olursa. İlk yıllardan bugünlere kadar gelebilen pek fazla blog arkadaşlığı yok. Amma ve-lakin zaman zaman yazmayı bıraksak bile blog arkadaşlığımızı hiç bırakmadığımız biri var ki 11 yıl sonra ilk kez yüz yüze tanışmakla kalmadık, neler yaptık neler.. :)

Yılların Laması, instagramın Pıtırcıkgilleri canım Lama Mutfakta’nın geçtiğimiz cumartesi günü evine kahvaltıya misafir oldum.

devamını oku »

Bahara ve nisana yakışan güzel bir günden merhaba! :)

Geçtiğimiz hafta bugün, havanın tek güneşli olacağın gündü ve ben de belki bir daha gezmeye fırsatım olmaz diyerek bir günün içine bir demet hızlandırılmış İstanbul turu sıkıştırdım. Sabah Aysultanla beraber Çengelköy Çınaraltı’na inip kahvaltımızı yaptık. Sahilde oturup boğazı temaşa ettikten sonra öğle ezanına yetişmek üzere Üsküdar Mihrimah Sultan Camii’ne geçtik. Namazı beklerken biraz da Üsküdar sahilini dolandık. Namaz sonrası Eminönü’ne kıyısına geçip, Sultanahmet’e çıktık tramvayla…

devamını oku »

Merhaba!

Buralar boş kalmasın hem de eski tarifleri hatırlayın diye daha önce yayınladığım yazıları ara ara sizlerle tekrar paylaşıyorum. Bugün ise yeni bir tavsiye ile sizlerle birlikteyim. :)

Eminönü’ne gittiğimiz zaman çoğunlukla alışveriş yaptığımız dükkanlar ve yemek yediğimiz yerler aynı olur. Arada gözümüze takılan yerlerden tabi ki alışveriş yaparız ama alışkanlıklar da kolay değişmiyor. Geçen ay ailece gittiğimiz alışverişte kardeşim gelin burada yiyelim, arkadaşımdan biliyorum demişti. Etlerinin de güvencesini aldıktan sonra girdik oturduk. Her biri ayrı ayrı güler yüzlü, konuşkan ve ilgili insanların çalıştığı bu küçük ama lezzeti görünüşünden büyük büfeyi çok sevdik. Daha sonra tekrar tekrar gittik ve yine aynı ilgiyi gördüğümüz gibi aynın lezzeti aldık.

devamını oku »

İki koca hafta geçti o kara gecenin ardından.. Peki biz ne yaptık bu süre zarfında haber izlemek ve dua etmekten başka onu anlatayım kısaca..

Akşamları sağlığım el verdiğince meydanlardayım öncelikle tekraren bunu hatırlatayım ve iki saat bile olsa herkesi en yakınındaki meydana gitmesini de tavsiye ediyorum. Çünkü insan evde haber karşısında oturdukça içi şişiyor, oysa meydanlarda umut var, heyecan var, vatan aşkı var. İnsanı yer yer umutsuzluğa hatta belki korkuya sevk eden gündemin aksine sokağa çıkınca insan “oh be” diyor, “vatanıma Allah’in izni ile bir şey olmaz.” Her yaştan, her görüşten insan ortak paydada buluşuyor meydanlarda: VATAN! İstiklal Marşı ile başlayan akşamlar önce şehitlerimize dua, ardından marşlar, tekbirler, tekrar dualar ve çeşitli meslek gruplarından insanların konuşmalarıyla hatta tekerlekli sandalyesi, kırık ayağı daha da ilerisi sedye ile gelen gazilerimizin bizi hem hüzne boğan, hem heyecanlandıran ziyaretleri ile devam ediyor. Ara ara şehitlerimizin isimleri sayılıyor ve bizler isimler okundukça “burada!” diye haykırıyoruz, çünkü biliyoruz ki onlar Allah’ın izni ile aramızda..

devamını oku »

Bu güzel cumartesi gününden hepinize merhaba! :)

Beni diğer sosyal medya hesaplarımdan (instagram, twitter, fb.sayfa) takip edenler Çaycı İzzet Efendi‘yi ne kadar çok sevdiğimi, hatta kısa bir ara gidemediğim zaman özlediğimi biliyordur. Duydum ki yaz sezonu için dondurmalı buzlu soğuk çaylar eklenmiş menüye, özlemim iyice arttı tabi ki. :)

devamını oku »

Haftanın ortasından hepinize merhaba! Hızla yaza ve Ramazan’a doğru ilerlesek de hala bahar mevsiminin o güzel dengesiz havalarını yaşıyoruz. Sakuralar, erguvanlar pamuk şekeri gibi güzelim çiçeklerini döküp yeşile durdular bile. Hamd olsun ben  o güzel hallerinin tadını çıkarttım, öyle güzellerdi ki yetmedi ama iyi ki fotoğraflar var deyip, bakıp bakıp şükrediyorum. Sizlerle paylaşmayı da ihmal etmeyeyim. :)

devamını oku »

Her fırsatta dile getirdiğim gibi ben bir kahvaltı severim, günün her öğünü kahvaltı yapabilirim. Dışarıda ise kahvaltıya yapmayı hem seviyorum hem sevmiyorum. Şöyle ki; bazen gereksiz para verip gelen tabakla tatmin olmuyorsunuz, bazen fiyat uygun olsa bile artan çok şey oluyor üzülüyorsunuz. Hele tek kişilik kahvaltısı ile iki kişi rahatça doyabileceğiniz mekanların asla tek kişilik servis açmadıkları yerlerde ziyanlık diz boyu. Neyse efendim biz bugünkü kahvaltı mekanımıza getirelim sözü..

devamını oku »

Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç, çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç? diyor ya şarkıda.. Bence nerede yaşıyorsanız yaşayın her ilkbahar kırlara koşmalısınız çoluk çocuk.. :) İnsan Rabbimin ol emri ile doğanın yeniden uyanışını izlemeye doyamıyor. Kafasını nereye çevirse bir mucize, bir güzellik..

devamını oku »

Bütün mevsimleri ayrı ayrı severim, hepsinin güzelliği başka ama ilkbahar ve sonbaharı bambaşka seviyorum. Hem söylesenize insan şu cânım ilkbaharı nasıl sevmez ki? Tabiatın yeniden uyanışı, gelinler gibi şıkır şıkır allı morlu pembeli, salkımlı saçaklı, mis kokulu kıyafetlerini giymesi, yeşilin bin bir tonuna bürünmesini temaşa etmek, insanın içini kıpır kıpır yapıyor.

devamını oku »

Merhabalar..

İstanbul’da bu mevsim tam gezme zamanı; henüz nem yok, hava mis gibi, rüzgar ara ara tatlı tatlı üşütse de ince bir şalla idare ediliyor. O zaman mekan önerilerine ağırılık vermeye çalışayım ben de ufaktan, ne dersiniz?

devamını oku »

Bugün ne yayımlasam diye düşünürken aklıma Aylin ile beraber gittiğimiz Nevmekan’ı yazmadığım geldi. Aylin sizlerle paylaşalı epey zaman olduğu gibi biz ilk olarak Kasım ayında gittik bu güzel mekana. Ondan sonra çok kereler gittim ama genelde akşam üzerleri olduğu için fotoğraf çekmedim.

devamını oku »

Geçtiğimiz cumaların birinde Aziz Mahmut Hüdayi Hz.lerini yazdığım vakit sizlere Aylin’le gittiğimden ve daha sonra o günü kısaca yazacağımdan söz etmiştim. Bu cuma da o güzel günü yazayım o halde.. Gerçi ben daha çok fotoğraf çektiğimi zannediyor olsam da hiç de öyle olmadığını fark ettim düzenleme yaparken ama inşallah daha sonra yapacağımız gezilerde fazla fotoğraf çeker ve paylaşırım. :)

devamını oku »