KIRIK CAM TEORİSİ

Makaleler Yorum Yaz

cam

SENAİ DEMİRCİ – ZAMAN

Yıllar öncesi. Öğrenciyim. Hava sıcak ve yorgunum. Az sonra bineceğim otobüste de oturamayacağım kesin. Bari beklerken dinlenebilirdim. Duraktaki banka oturmaya niyetlendim. Ama garip ki, benden önce oturanlar oturak yerine ayaklarını koymuşlar, bankın arkalığını da oturmak için kullanmışlardı.
Gençler öyle otururdu o zamanlar. (Herkes gibi otururlarsa, yaşlı sanılmaktan mı korkarlardı?) “Böyle gelmiş, böyle gider”di. Ben de onlar gibi oturmak zorunda kaldım. Ayakkabılarımı oturak yerine koydum, koltuğun arkalığının daracık ucuna yerleştim. Çok geçmedi ki banka benim gibi oturamayacak yaşlı teyze, benden önce banka benim gibi oturan gençlerin hepsinin hesabını bana sordu. İyice bir fırça yedim. Ben o azarı hak etmemiştim ama o haklıydı. Sustum.

Meğer ben o koltuğa oturmadan yıllar önce, ABD’de bir araştırmacı, o teyzeye karşı yaşadığım acı mahcubiyetin hesabını yapmışmış. Şimdi haberim oldu. “Kırık Cam Teorisi” hesabıymış bu.

Anlatıldığı kadarıyla: “Kırık Cam Teorisi” ABD’li suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun 1969’da yaptığı bir deneyden ilham alınarak geliştirilmiş. Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model otomobil bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Ve olup bitenleri izledi. Bronx’taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından Zimbardo ve iki öğrencisi ‘sağ kalan’ otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti. “Demek ki” diyordu Zimbardo, “ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.”

Şimdi niye o banka öyle oturduğumu anladım. Ve benim olmayan suça nasıl da kolayca katılabildiğime, hatta onu çoğalttığıma şaşırmadım. Ayrıca benden önceki suçların hepsinin hesabının bana sorulmuş olması da gerekiyormuş.

“Kırık Cam Teorisi”nin takipçileri bakın ne diyor: “Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, biri bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım.”

Bunları niye mi anlattım? Kalbimizde ucundan kıyısından kırılmış camlar taşıyoruz sürekli… Ruhumuzun başköşelerine ilk başta önemsiz gözüken, laf etmeye değmez çöpler bırakıyoruz her gün. Küçük küçük günahlar, minik minik hatalar camı kırık araba gibi diğerlerini de camları kırmaya, kapıları çerçeveleri indirmeye teşvik ediyor. Pişmanlığımızı fırsat bilip ortadan kaldıracak kadar ciddiye almadığımız “çöpler”imiz, sürçmelerimiz, kötülüklerimiz, ayıplarımız, kokuşmuş çöp dağlarına, kötülük yığınlarına kapı aralıyor. “Böyle gelmişse, böyle gider” diye kendi kendimizi ağır veballer altında ezdirdikçe ezdiriyoruz.

Kırık camın oradaki varlığı, diğer camların da kırılabileceğine dair bir haklılık üretir içimizde. Çöpün bizden önce oraya atılmış olması, oraya çöp atmanın bir alışkanlık olduğunu söyler bize. Çok geçmeden biz de o alışkanlığa alışır, alışık olunanı yapmakta haklı görürüz kendimizi. Cam ilk kırıldığında hafife alırsak, ağırlaşır cam kırıkları. Çöp ilk atıldığında umursamazsak, umursamazlığımız bir çöp dağını besler.

Tam da “hafife almakla” açılan, “umursamazlıkla” genişleyen bir “yol(suzluk)”u tarif eden sûre’nin (Mutaffifîn) berceste ayetinin konusudur “cam kırıkları teorisi”: “Yapmaya alıştıkları kötü işler, gitgide kalplerini paslandırdı.” (Mutaffifîn, 83/14).

Bir de aynı ayeti yorumlayan Efendimiz’in [asm] küçümseyerek/hafife alarak ilerlediğimiz yol(suzluk)u tarif edişine kulak verelim: “İnsan bir günah işler ve onu tevbe ile silmezse, kalbinde bir leke olarak kalır. Eğer tevbe ederse kalbi yine parlar. İkinci bir günah işlediğinde ise o leke büyür. Ve kalb günah işleye işleye öyle bir kararır ki, bütün kalbi ele geçirir.”

Bu yüzden galiba… “Günah insanı kâfir yapmaz ama istiğfarsızlık küfre götürebilir” imasında bulunur Said Nursî. “Her günahta küfre giden bir yol var”sa, ilk “cam kırığını” onarmamaktandır bu. Masum görünen her hata, her günaha yaklaşış, bir büyük günaha doğru sürüklüyorsa bizi, ilk atılan çöpü kaldırmamaktandır bu.

İlk cam kırığını görür görmez, “Estağfirullah!” İlk çöp torbasının kokusunu alır almaz, “tövbe ya Rabbi!”

10 Yorum Yapılmış “KIRIK CAM TEORİSİ”

  1. benimyemeklerim-nilgün Says:

    canım harika insanın okuyunca kendini sorgulayacağı bir yazı .paylaşımın için teşekkürler.
    hayırlı cumalar ve güzel bir haftasonu geçirmen dileği ile sevgilerimi bırakıyorum

  2. kalderavolkan Says:

    Sen emanetini temiz taşımayı nasib eyle Allahım. (Amin)
    Allah Razı Olsun Papatya’m… Hayırlı CUMA’lar.

  3. GeCe Says:

    çok güzel bir yazıydı sağol canım

  4. hanife Says:

    çok çok güzel bir yazı hayırlı cumalar

  5. makbule Says:

    Cuman mübarek olsun arkadaşım yazı beni çok etkiledi Allah her daim razı olsun. Bu arada sitede ki pasta Leyla ablaya ait kardeşimi nişanladım buralarda değildim yani kendimde deniycem en kısa zamanda, bu arada Leyla abla emekli yemek öğretmeni tam kendime göre bi arkadaş bulmuş oldum yani :)

  6. emine Says:

    ya çok hoş bi yazıydı…uzun süredir yorum yazamıyorum..buradaki mail davasından dolayı..üşengeçlikten yani…pratik yorum yazılmayışından ama bu yazı buna son verdi artık..tanışmak istersende adresimi ekleyebilirsin:)

    herkesin hayatında bi yerlerde yaşadığı mutlaka bi kırık cam teorisi vardır…

    ellerine sağlık

  7. nino Says:

    hayirli cumalar olsun canim
    ne guzel olmus yazin :)

  8. mehtap Says:

    Ey Rahmet ve Merhametinden
    şüphe Olunmayan,
    Ey gerçek Sahibimiz,
    Ey biz uyurken yanı başımızda duran
    Ey bize şah damarımızdan bile
    daha yakın olan Allahım!
    her yol Sana çıkar şüphesiz
    Sen kendi Varlığının hatırı
    ve hörmetine dilimizde tövbeyi
    daim eyle!
    amin.amin.amin.
    HAYIRLI CUMALAR

  9. yolcu Says:

    çok güzel bir yazı paylaşım için Allah razı olsun

  10. çiğdem Says:

    insan yazının derinliğini hissederek okursa büyük dersler çıkarabilir. bu güzel paylaşım için teşekkürler :-D

Yorum Yaz

 

Social Widgets powered by AB-WebLog.com.

couk